GolAtanKaleye.net3 YAŞINDA

11 Kasım 2010

Rijkaard-Schuster İkilemi

Rijkaard'da yaşananların kopyası bu sezon Schuster'de yaşanıyor . Lige güzel bir başlangıç, iyi futbol, gollü maçlar derken birkaç hafta sonra kötü futbol, puan kayıpları ve üst üste mağlubiyetler sahne almaya başladı. Rijkaard, Schuster ikilisinin UEFA Avrupa Ligi maceraları bile birbirine çok yakın. Böylesi bir benzerlik, tarih tekerrürden ibarettir sözünü ispatlamaya çalışıyor sanki.

Rijkaard "eleştirisavar" pamuklara sarılan ilk teknik direktörümüz olmuştu. Sebebi tamamiyle Barcelona'daki başarıları ve güzel futboldu. Yani bugüne değil, geçmişe bakıp karar verilmişti ve alınan karar uygulanmıştı. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin 35 yaşında emeklilik yaşamaya gelmiş futbolcu transfer etmekle bu durumun ne farkı var? İkisinde de kıstas öznenin geçmiş başarıları. Ee hani pozitif futbol anlayışı!

Schuster'in durumu da aynı. Beşiktaş ilk haftalarda umut verdi. Quaresma öncülüğünde topa sahip olan, göze hoş gelen hareketler yapan bir takım oldu ama eksiklerini bir türlü kapatamadı. İlk haftadaki maçta da kolay pozisyon veriyordu, 11. haftadaki maçta da kolay pozisyon verdi. İlk hafta Buca'ya karşı da pozisyon kısırlığı yaşamıştı, Kasımpaşa'ya karşı da yaşadı. Takımda ilerlemeden çok gerileme var ve bir türlü durdurulamıyor.

Şahsi görüşüm Rijkaard da Schuster de fazla abartıldı ve abartılıyor. Rijkaard şunları yaptı, bunları yaptı demeyeceğim ama Barcelona dışındaki kariyeri pek parlak değil. Şimdi Bilgin Gökberk olsaydım burada, "Barcelona'dan kovulmak için sırada bekleyen bir sürü teknik direktör var" yazardım. Ama bu cümle ne kadar doğru kendinize bir sorun. Hala doğru diyorsanız Milan'dan kovulan Fatih Terim'i neden rahatlıkla eleştirebiliyoruz dersiniz.

Schuster, Rijkaard'a nazaran daha fazla takım çalıştırmış. İspanya'da başarılı olmuş. Ama kariyerinde Beşiktaş'a en benzer takım olan Şaktar Donetsk'de bir sezonu tamamlayamamış.
Bu iki kariyer incelemesinden çıkartmak istediğim, "bu adamlar işe yaramaz" görüşü değil. "Gözümüzde fazla büyüttüğümüz" fikridir. Rijkaard nasıl pamuklara sarıp sarmalanıyorsa Schuster de aynı muameleyi görüyor. Sebebi ne, Beşiktaş'tan önceki futbolculuk ve teknik direktörlük başarıları, yani geçmiş. Ee hani futbola bakışımızı değiştirmeliydik!

Bugün Schuster'i, dün Rijkaard'ı eleştirmeyenler, eleştirmekle kovun demenin aynı şey olduğunu sanıyor herhalde. Ben Schuster'i eleştiriyorum, sebebi hatalarını haftalardır düzeltmemesi, düzeltmek için çaba harcamaması. Hala çok pozisyon veren ve az pozisyon bulan bir takımı var. 5-6 haftadır hiçbir işe yaramayan bir korner taktiği kullanıyor bu takım. Hatırlarsınız, hani top ceza sahası dışına atılıyor, orada bekleyen oyuncu gelişine şut çekiyor. Gol olma ihtimali kırk yılda bir. Hakan Ünsal'ın TSYD Kupası'nda Beşiktaş'a attığı golle o kontenjan doldu zaten.

Bir kez daha altını çizeyim, eleştirmek=kovun demek değil. Eleştirilen kişiyi daha doğru bir yola sevk etmeye çalışmak. Schuster'den daha fazla mı biliyorsun diyebilirsiniz ya da Rijkaard'dan? Ben değil ama "ortak akıl" eminim daha fazla biliyordur.

Belki Rijkaard "doğru dürüst" eleştirilebilse, buna izin verilseydi bugün görevinin başında olurdu. Schuster için diyeceklerim benzer. Gidiş, iyiye gidiş değil. Geçmişini pamuklara sarmak bugünü kurtarmayacak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder