
Blog'un diğer yazarlarından birisi olan Onur'a verdiğim örnek ile başlamak istiyorum Batdal yazısına. Giriş yapamadım çünkü. Her şişe geçirilmiş kıymalı harç nasıl "Adana Kebap" (aslında sadece Adana demek gerek şanı gereği) olmuyorsa, her uzun boylu santrafor da "Pivot Santrafor" olmuyor maalesef.
Mehmet Batdal için geldiğinde Giorgios Samaras benzetmesi yapmıştım ama yanıldığımı daha iyi anlıyorum artık. Mehmet Batdal, Zlatan Ibrahimovic'in parçaları eksik bir modeli. Çünkü, boyuna göre harika bir tekniği ve ayak hakimiyeti var. Üstüne gittiğinde, güçlendirdiğinde ceza sahası çevresinden görsel açıdan muhteşem goller atabilir. Ama asla ve asla Hakan Şükürvari gollerin altında imzası olmayacaktır. Duran toplarda kafa golleri atmasını beklememeliyiz. Bunu ben değil, izlediğim 2-3 maçı da değil, rakamları söylüyor.
TFF'nin sitesinde, golleri için yazan rakamlar bunlar. 2008-2009 sezonunda attığı 7 golün 7'si de ayakla. 2009-2010 sezonunda attığı gollerin sayısı 19. Kafa ile attığı gol ise 5. 13 adet ayakla. 1 adet kendi kalesine. Daha eskiye gidiyoruz. 2007-2008 sezonunda attığı ilk 3 gol kafa ile. Sonrasında attığı 11 golün sadece 1 tanesi kafa. Daha eski sezonlara gidildikçe gol rakamları düşüyor. Kafa ile attığı gol sayısı yine az. Bu sene OFK Belgrad'a attığı gol yine ayak ile. Hem de bir kenar ortasına sıçrayıp, ayakla vurmuştu.
Şimdi, 1.95 m boya sahip bir ismin attığı goller içerisinde bu kadar düşük bir oranda (%22.5 yani 40'da 9) kafa golü sahibi olması şaşırtıcı ve üzerine konuşulması gereken bir konu ve Batdal adına handikap. Dahası, hepimizde olduğu gibi "boyu uzun, o zaman iyi hava topuna çıkar" yanılgısının içerisine de düşmemize sebebiyet verdiği için, Batdal adına 2.handikap bu. Batdal'ın kendisi adına artısı ise tekniği var. Ayaklarını düzgün kullanıyor. Bunun üzerine gitmesi gerek. Daha çok gitmesi gerek. Kafa toplarındaki zaafiyetini gidermek adına çalışmalar yapar mı şu saatten sonra bilmiyorum. Yaşı 25'e geldi çünkü Batdal'ın. Hakan Şükür, 18'ine gelmeden babasının 2-2.5m'ye astığı toplara kafa vurmaya çalışarak geliştirdi bu özelliğini. Güçlü olduğu, kendisinin güvendiği özelliğinin üzerine gitmesi gerek. Tanju Çolak gibi ayak içi ile dişe kanal tedavisi yapabilecek bir isimin bile her antremandan sonra ayak içi şut çalışması yaptığını düşünürsek, şutlarını hele o ince çalımları attıktan sonra ceza sahasından attığı şutları kesinlikle çok ama çok geliştirmeli.
Şu Galatasaray'da santrafor mevkiisini bir kaparsa, kimseye vermez. Ama yine bu Galatasaray'da, 18.haftada yani 2.devre başlarken, eğer Galatasaray santraforluğu için tartışılmayan, ismi 1.sırada düşünülmeyen bir isim olursa Batdal, büyük şeyler kaybeder. Hem kendisi kaybeder. Hem Galatasaray kaybeder. Hem Türk Futbolu kaybeder....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder