
Beşiktaş`ın yeni transferi Jose Maria Gutiérrez Hernández yarın (27 Temmuz) sabah Maslak Acıbadem Hastanesi`nde sağlık kontrolünden geçecek.
Guti, saat 20.00`de ise BJK İnönü Stadı`nda taraftarlar ile buluşacak ve coşkulu tezahüratlarla sözleşmeye imza atacak.
İmza töreninde taraftarlar havai fişek ve müzik gösterileri eşliğinde Guti`nin gelişini coşkuyla kutlayacak.
Quaresma`nın imza töreninde olduğu gibi Başkan Demirören ve transfer komitesi üyelerinin Guti`nin imzası için stadyumda hazır bulunacağı öğrenildi.
Yönetimin İnönü Stadı`na çok sayıda taraftarın gelmesini beklediği ve Kartal Yuvası Mağazaları`nda satışa sunulan formalardan büyük gelir elde etmeyi planladıkları öğrenildi.
Doğan Haber Ajansı Spor Müdürü Faik Gürses:"Beşiktaş gerçekten çok çetin bir pazarlık sonucu uzun yıllar sonra hiç bir transfer sonucunu bu şekilde bitirmemişti. Beşiktaş`ın dünyaca ünlü bir teknik direktörü var, Quaresma takımda, Nihat İspanya`da yıllarca oynadıktan sonra Beşiktaş`a geri dönmüş böyle olaylar Guti`nin gelmesinde büyük rol oynadı. 33 yaşında yeni bir sayfa açacak olması kolay şeyler değil. Önce iklim, yemek, yeni takım arkadaşları ile birlikte olacak. Beşiktaş bir dünya yıldızına daha sahip oldu. 32 yaşında ne kadar faydalı olur diye bir taklım çatlak sesler çıkacaktır. Guti`nin 8.5 milyona maal olan Tabata ve bekleneni veremeyen Delgado`dan daha verimli olacağını düşünüyorum. Ernst gibi transferler yaparak Beşiktaş doğru transfer yoluna girmiştir. Maçlarda kilidi açacak oyuncuları renklerine bağlıyor. Bu çok önemli bir olay. Guti müthiş bir futbolcu. Kariyeri harika bunu eleştirmek bile yersiz olur. Beşiktaş güzel bir iş bitirdi. Seneye ayrılmak isterse 5.4 milyon euro Beşiktaş`a ödeyecek. Bu çok güzel bir yöntem. 100.000 euronun pazarlığı yapılıyordu. Bir gün sonra Beşiktaşlı bir yönetici bu durumu teyid etti. Ben Guti`nin uyum sorunu olduğunu sanmıyorum çünkü bunlar yıldız Tabata gibi 2. sınıf bir yıldız değil. Schuster, Bobo`nun verimliliğinden memnun değil ki futbol şube komitesi, Adalı ve Zülfikaroğlu`ndan yırtıcı ve uzun bir forvet istemiş, bu da bir yıldız olacak. Taraftarlar 15 ağustos ile birlikte kaliteli bir Beşiktaş izleyecek."
Sabah Gazetesi Spor Yazarı Fatih Doğan"Guti ile ilgili bir çok spekülasyon, yakışıksız benzetmeler yapıldı. Guti 9 yaşından beri Real Madrid`in futbolcusu, 80`e yakın gol atmış, 13-14 büyük kupası var, 500`e yakın maçta oynamış, ikincisi Guti`nin gelişi Türk futboluna çok katkı sağladı. Guti`ye bonservis ödenmemesi büyük bir başarı. Eğer para ödenseydi eleştirirdim ki Beşiktas`ın borcu da var. Taraftarın bu borç önemli olamayabilir ancak bu transferlerin 2 olumlu yönü var 1. adı duyuluyor, beşiktaş oyuncu yollarken çok sıkıntı yaşıyor ve hiç kar etmiyor. Beşiktaş`ın ve Türk futbolunun imajına katkıda bulundu. Guti neden bir Hagi olmasın. Hagi`nin 10 kat daha üstün bir kariyerine sahip. Tabata`nın alınışına baktığımda Guti`nin alınmasını çok mantıklı görüyorum. Forma, reklam olarak da gelir sağlar. 17-18 günlük bir çalışma programı almış Guti Schuster`den. Eğer bu programı yaptıysa eksiklik çekmeyecektir. Çok renkli bir karakter Guti. Daha sosyal, modayı takip eden, Madrid`de yaşamını sürdürmüş ve efsane olmuş. Ancak Schuster onu frenler diye düşünüyorum. Ferrariyle iyi anlaşır bence. Orta sahada çok ciddi özelliklere sahip bir oyuncuyu aldı Beşiktaş. 10 numara noktasında Delgado`nun gidiş bileti anlamına da geliyor Guti`nin transferi. Yıldız oyuncuya bonservis ödenmediği için güzel transfer. Çünkü Beşiktaş bir hamle yaparken bütün riskleri değerlendirmek zorunda. 70 milyon tl banka kredisi alınıyor, borçlar çok fazla, Q7 alındı ancak forma satışı fazla değil, rakamlar bana geliyor beklenen seviyenin altında, taraftar da buna destek olmalı. Spor Yazarı Sanlı SarıalioğluGuti çok büyük bir firma, markası belli, geçen sezon Real`de çok oynadı, yaş hiç sorun değil. Ne 25 yaşındakileri biliyoruz moruk gibiler. Bir beyin yok diyordum yıllardır Beşiktaş`ta. Umuyorum ki Guti bu görevi yapacaktır. Tek problem uyum sağlayabilecekmi o var, Q7`den sonra Beşiktaş`ın iyi bir yıldız transferi, tek başına maç alabilecek bir futbolcuya ihtiyacı vardı. Guti`de öyle. Ben diyorum ki işin kaymağı eksik onun için de bir santrafor lazım bir golcü lazım. Batuhan hem hava toplarında hem ayak toplarında iyiydi, ancak Raul hava toplarında kötüydü diyemez kimse, bunun yanısıra bir pivot santrafor pek kalmadı. Kaleye direk giden, orta alandaki arkadaşlarına alan açan, ve son vuruşları çok iyi olan birini Beşiktaş`ın bulup getirmesi şart. Eğer bunlar olursa Beşiktaş için çok iyi olur. Savunmanın sağı boş, orda kim oynayacak. Orada kim oynar belli değil ancak İbrahim Toraman olur ancak tam randumanlı olmaz. Beşiktaş geçen sene gol konusunda büyük sıkıntılar yaşadı. Bobo ve Nobre bekleneni veremedi. Bir santrafor olmalı mutlaka, ozaman şampiyonluk yolunda çok daha verimli bir Beşiktaş izleyeceğiz..
Mesut Özil için Real ile yarışa giren Barcelona’nın 15 milyon Euro’luk teklif yapacağı iddia edildi.
 Almanya formasıyla 2010 Dünya Kupası’nda harikalar yaratan Mesut Özil için Real Madrid’le yarışa giren Barcelona’nın W.Bremen’e 15 milyon Euro’luk teklif yapacağı iddia edildi. Almanya'nın Türk asıllı yıldızı Mesut Özil İspanya’nın iki ‘dev’ini birbirine düşürdü... Dünya Kupası’nda Almanya’nın 3. olmasında büyük pay sahibi olan ve orta sahada yükü omuzlayan isimlerin başında gelen Özil’in son talibi Barcelona. "TEKLİF 15 MİLYON EURO"İspnayol basını daha önceden 22’lik yıldızın Real Madrid’e yakın olduğu haberlerini verirken son iddia ise Katalanlar’ın Mesut’la yakından ilgilendikleri...Fabregas’ı uzun süredir isteyen Barça, Arsenal bir türlü onay vermediği için bu transferden vazgeçme aşamasına gelirken alternatif isim olarak da Türk asıllı yıldızı listesine aldı. İspanyol Marca gazetesi, Werder Bremen’in, Mesut’u iyi bir fiyata elden çıkarmayı planladığını ve La Liga şampiyonunun Bundesliga ekibine 15 milyon Euro’luk bir teklif yapacağı belirtildi. Hem Mourinho’nun hem de Guardiola’nın ısrarla istediği oyun kurucu için iki ekip arasında bir rekabet yaşandığı, Bremen’in ise en yüksek teklife evet diyeceği belirtildi. Dünya Kupası’nda Panzerler’in ilk 11’inde yer alan genç yıldız, Gana karşısındaki harika golüyle takımını 2. tura taşırken İngiltere ve Arjantin’i hezimete uğrattıkları maçlardaki oyunuyla da turnuvanın yıldızları arasına girmişti. AFRİKA KAPLANI
Dünya Kupası’nı 1 gol 3 asistle kapatan Mesut Özil Almanya Milli Takımı’nı 3.’lüğe taşıyan en önemli oyunculardandı. Hele Gana’ya attığı gol, inanılmazdı.
İngiliz ekibinden beklenmedik bir transfer hamlesi geldi...
West Ham United'ın patronları David Gold ve David Sullivan, iki kez dünyada yılın oyuncusu seçilen Milan'ın Brezilyalı yıldızı Ronaldinho'yu takıma getirmeyi planlıyor.
Mart ayında 30 yaşına giren Brezilyalının sadece 7 milyon avroluk bir bonservis bedeliyle koparılabileceğini düşünen ikilinin, Ronaldinho'ya haftalık 100 bin avro civarında bir anlaşma sunabileceği belirtildi.
Birkaç Premier Lig kulübünün daha Milan'ın Brezilyalısına ilgi gösterdiği haberleri çıkmasına rağmen West Ham United teklif yapmaya niyetli tek İngiliz ekibi gibi gözüküyor.
Milan cephesinde ise asbaşkan Adriano Galliani ve teknik direktör Massimiliano Allegri, 2011 yazında sözleşmesi sona eren oyuncunun isterse kariyerinin sonuna kadar İtalyan devinde kalabileceğini söylemişti.
GÖZYAŞLARIYLA VEDA ETTİ...
İspanyol yıldız Guti, düzenlediği basın toplantısında Real Madrid'e veda ettiğini açıkladı. Beşiktaş'a transfer olması beklenen ''Guti'' lakaplı Jose Maria Gutierrez Hernandez, 15 yıl formasını giydiği Real Madrid'e veda etti. Santiago Bernabeu Stadı'nda düzenlenen basın toplantısına, Real Madrid Kulübü Spor Direktörü Jorge Valdano ile birlikte katılan Guti, Beşiktaş'a gideceğiyle ilgili ''Henüz netleşmiş birşey olmadığını'' söyleyerek, resmi açıklamayı Beşiktaş Kulübü'ne bıraktı. İspanyol gazeteciler, birçok kez Guti'ye ''Beşiktaş'ta şans dilerken'', İspanyol futbolcu da ''Futbol oynamaya devam etmek istediğini'' kaydetti. 'Real Madrid büyük bir kulüp ama Beşiktaş'ta da senden çok beklentiler var. Hazır mısın'' şeklindeki bir soruya Guti, ''Real Madrid'te geçen 14 yılım da kolay değildi, hep kupa kazanmak için oynadım. Başka bir takımda daha zor olacağını düşünmüyorum. Ben nereye gidersem gideyim, en iyisini vermeye çalışacağım. Beşiktaş'ın teklifi çok iyi ve benim her şeyi düşünerek karar vermem gerekiyor'' cevabını verdi. Guti, ''Bu zamana kadar Galatasaray veya Rijkaard ile görüşüp, görüşmediğiyle'' ilgili olarak da ''Hayır. Görüşmedim'' dedi. Real Madrid'de geçmişte çalıştığı Bernard Schuster ile Beşiktaş'ta tekrardan karşılaşacak Guti, ''Bernard, bana burada çok güven verdi, bakalım şimdi ne olacak'' şeklinde konuştu. İspanyol futbolcu ayrıca, Real Madrid'e veda ederken şöyle konuştu: ''9 yaşımdam beri bu kulüpteyim. Herkes biliyor ki, bu kulüp bana çok şey verdi. Real Madrid'de uzun yılar forma giymekten çok gururluyum. Umarım özlenen biri olurum. Çünkü bu iyi işler yaptığımın bir göstergesi olur. Ben ve çocuklarım, Real Madrid'in aboneleri ve böyle olmaya devam edeceğiz. Ben her zaman Real Madridli olacağım. Madridlilerin beni sevdiğini bilerek gidiyorum. Herkese teşekkürler.'' VALDANO: ''GUTİ İLE ÇOK KOLAY ANLAŞTIK'' Real Madrid Kulübü Spor Direktörü Jorge Valdano, ''Guti en iyi yıllarını Real Madrid'e verdi. Onun gibi bir futbolcuya sahip olmak bizim için ayrılacak oldu. Çok kolay bir şekilde anlaştık, dostane bir anlaşma oldu'' diye konuştu. Valdano Guti'nin artık özgür bir oyuncu olduğuna dikkati çekerek, ''Guti artık serbest, geleceğine özgürce karar verebilir. Ne olursa olsun kulüp ve taraftar her zaman onun yanında olacaktır'' dedi. İsim vermeden ''Guti başka bir ülkede futbol hayatına devam edecek'' diyen Valdano, ''Guti çok özel bir futbolcu. Her zaman onu güler yüzle hatırlayacağız. Topa her dokunuşunda bizi şaşırttı. Kulübe çok büyük başarılar verdi. Her şey için teşekkürler'' açıklamasında bulundu. Öte yandan Guti, 15 yıl formasını giydiği Real Madrid ile 5 lig, 3 Avrupa Şampiyonlar Ligi, 2 Kıtalararası Kupa, 1 Avrupa Süper Kupası, 4 İspanya Süper Kupası kazandı. Real Madrid Kulübü, eski futbolcusuna bir jest yaparak, onun döneminde kazanılan söz konusu kupaları basın toplantısında sergiledi. Kulüp ayrıca, futbolcunun Real Madrid formayısıyla oynadığı maçlardan hazırladığı bir video gösterimi sundu. 33 yaşındaki orta saha oyuncusu, Real Madrid ile oynadığı 541 maçta, toplam 77 gol atarken, en iyi sezonu olarak gösterilen 2000-2001'de ligde 32 maçta, 14 gol, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde de 12 maçta, 4 gol atmıştı.
GUTİ KENDİ STİLİNİ YARATTI İspanyol basını, 15 yıl formasını giydiği Real Madrid'e veda eden "Guti" lakaplı Jose Maria Gutierrez Hernandez için "İspanyol futbol tarihinin en büyük yeteneklerinden biri" yorumunu yaptı. Santiago Bernabeu Stadı'nda bugün düzenlenen basın toplantısıyla Real Madrid'deki dönemini sonlandıran Guti, İspanyol basınınca alkışlarla yollandı. "Hayranları ve deplasmanda oynadığı maçlarda kendisinden nefret eden rakip taraftarlar karşısında kendi stilini yaratan futbolcu" olarak gösterilen Guti, "anlaşılması güç" bir futbolcu olarak yorumlanıyor. İspanyol spor gazeteleri Marca ve As'ın Real Madrid muhabirleri, Guti'nin saygı gösterilen bir futbolcu olmak için büyük bir mücadele verdiğini belirtirken, Guti'yi "Real Madrid'de bir anlamda Fernando Redondo'nun mirasçısı olan, onun stiline sahip, top sihirbazı, topla rahat oynayan ve hayal edilemeyecek boşluklardan topu geçiren, gol kokusunu iyi alan, saha içinde ve dışında hem melek hem de şeytan biri" olarak özetlediler. Her şeye rağmen Madrid'e çok şey katan Guti, İspanyol basınını da kendine hayran bıraktı. Bir İspanyol gazeteci saçlarını aynen Guti'ye benzeterek basın toplantısına gelirken, soru sormak için mikrofonu aldığında "Guti, seni çok özleyeceğiz" demekten kendini alamadı. Bu arada, "Her zaman Real Madridli olacağım" diyen Guti, profesyonel futbolu bıraktığında Real Madrid'e geri dönerek, kulüp içinde görev yapmak istediğini kaydetti.
Forvet arayışlarına devam eden Fenerbahçe'nin Fransa operasyonu gün ışığına çıkıyor. L'Equipe gazetesinde yer alan habere göre sarı-lacivertli ekip Cuma günü formda ve gözde forvet oyuncusu Loic Remy için Nice kulübüyle bir görüşme yaptı ve resmi teklif sundu. Nice başkanı Gilbert Stellardo Remy için West Ham ve Fenerbahçe ile resmi görüşme yaptıklarını doğrularken sarı-lacivertli ekibin dolgun teklifine karşın oyuncunun Türkiye'ye gitmek istemediği ve Fenerbahçe'yi reddettiğini söyledi. Liverpool, Chelsea ve Arsenal'in de transfer listesinde olan Remy için Nice kulübünün ise West Ham United ile 15 milyon avroya el sıkıştığı, transferin oyuncunun Ada kulübüyle anlaşmasına kaldığı söyleniyor. Fransız basını ise Fenerbahçe'nin Rennes ve Lyon kulüpleriyle Asamoah Gyan ve Gomis için temas halinde olduğunu söylerken, Fenerbahçe'nin Remy için ısrarlarını da sürdürmeye kararlı olduğunu ifade ediyor. 2 Ocak 1987 doğumlu 23'lük süper yetenekli forvet 2008 yılında Nice takımına 8 milyona avro bonservis bedeliyle Lyon'dan transfer olmuştu. 2010 transfer döneminin en popüler oyuncularından biri olan Remy'nin adı Arsenal, Fiorentina, Milan ve Ligue 1'in son şampiyonu Bordeaux ile de anılıyordu. Genç isim geçen yıl Nice adına 36 maçta 16 gollük performans sergilemişti...
 Sezon bitmiş Fenerbahçe son dakikada şampiyonluğu kendi elleriyle Bursaspor'a Hediye etmişti. Yanlış Anlaşılmasın Bursaspor çok iyi performans gösterdi hakettiler ve kazandılar. Lakin son maçta Fenerbahçe Trabzonspor kalesini ablukaya aldığında kaleye çektiği şutlardan biri gol olsaydı burda farklı şeyleri yazıp farklı şeyler konuşuyor olacaktık. Son Düdük çaldıktan sonra Fenerbahçe çok büyük bir kaosa girdi.Herkesin Ağzındaki 3 Kelime DAUM,GUİZA ve ONUR KIVRAK'tı. Sezon başında üst üste 3 yıl şampiyonluk sözü veren sayın Aziz Yıldırım köşeye sıkışmıştı. Taraftar tabir-i caizse KELLE istiyorlardı.Herkes gibi bende sayın Aziz Yıldırım'ın istifa edeceğini düşündüm.Ama hep birlikte yanıldık.Ve Finansal nedenlerden dolayı Kısa süreli bi tiyatro oyunu oynadılar.DAUM'un Arkadasındayız!!!... Akabinde Hemen Ezeli Rakibi Galatasaray'ın uzun süredir kadrosuna katmak için uğraş verdiği Miroslav Stoch'u alarak hem ezeli rakibine çalım atmış oldu hemde taraftarın gönlünü kazanmış oldu.Ama Hoca Belirsizliği tüm taraftarların canını sıkıyordu.Ve Radikal bi kararla Fenerbahçe'yi yakından tanıyan içinden birisi olan sayın Aykut Kocaman'ı takımın başına tüm yetkisiyle getirdi.Ardından gelen transferlerle tekrardan Camianın Yüzünü Güldürmeye Başarmıştı. Ve en son olarak Gurbet kupasında Galatasaray'ı 1-0 yenen Fenerbahçe'de kötü günler geride kaldı, iyi günler bizi bekliyor mesajı aldık. Aykut Kocaman'ın Galatasaray maçı sonrası hazırlık macları için yaptıgı ifade 'Cehennem gibi başladı, Cennet gibi bitti.' analizi aslında Hazırlık Kampının değil Fenerbahçe'nin Kaçan Şampiyonluktan bugün ümüze geçtiği süre zarfını özetleyen en güzel sözdü...
Fanatik Fenerbahçe taraftarı Faruk Ünver, Daniel Güiza'yı bonservisi ile alacak takıma, 12 bin metrekarelik arsasını bağışlama vaadinde bulundu. Kütahya'nın Pazarlar ilçesinde öğretmenlik yapan Fenerbahçe taraftarı, İspanyol futbolcu Daniel Güiza'yı bu sezon bonservisiyle transfer edecek takıma, kaplıca bölgesindeki 12 bin metrekarelik arsasını bağışlama vaadinde bulundu. Öğretmen Faruk Ünver, gazeteler ve televizyon kanallarında son günlerde Güiza'nın Fenerbahçe'den gönderileceğine ilişkin haberlerin arttığını söyledi. Güiza'nın, kaçırdığı goller nedeniyle kendisine ve kendisi gibi düşünen Fenerbahçe taraftarlarına ''saç baş yoldurduğunu'' belirten Ünver, onu bu sezon bonservisiyle transfer edecek takıma arsa hibe edeceğini bildirdi. Ünver, Gediz ilçe merkezine 2 kilometre uzaklıktaki Ilıca Kaplıcaları'nda kendisine ait 12 bin metrekarelik arsayı, Güiza'nın gideceği takıma hibe edeceğini anlatarak, şöyle konuştu: ''İki sezondur bizlere saç baş yolduran ve gol atamama rekorları kıran Daniel Güiza'yı bonservisiyle alacak takıma, kaplıca bölgesindeki 12 bin metrekarelik arsamı hibe edeceğim. Bunu, Güiza'dan kurtulmamız şerefine vereceğim. Sadece hoşuma gitmeyen bir takım var, oraya giderse arsamı vermem. O takımın adı da bende saklı kalsın. Fenerbahçemizin Güiza'dan kurtulmasını canıgönülden istiyoruz. Takımımıza canımız ve malımız feda olsun.'' Bu arada, söz konusu arsanın değerinin yaklaşık 50 bin lira olduğu belirtildi.
 Evet sayın okurlarımız Fenerbahçe yaz kış demiyor ve yeni bir skandala daha imza atmayı başarıyor.! Dostluk Kupası adı altında geçen büyük derbinin gerilimi yetmezmiş gibi bide maça ''Alman Hakem'' parmağı,pardon düdüğü girince maç daha ilk dakikalarda tadını tuzunu çekmiş bir vaziyetteydi.Selçuk oğlanımız hakemi arkadan dürtünce kırmızı kartı görmüş ardından da Fenerbahçe maçtaki tek atağında gol bulmuştu.İlk yarıda Fener Tribünlerinden gelen meşaleler yüzünden hakem (resmen türk futbolu ve taraftarından bi haber olduğu sitemizce garantili) maça ivedi bir şekilde ara verdi.Oyun soğudu böylece yarı geçti. II.yarı hayatta inanmazsınız ama halim selim ''bilica'' kardeş çok ilginç şekilde çirkefleşti.Eve şok oldunuz ''Bilica mı hadi ya '' dediniz ama öle,bende çok şaşırdım.Yanlış ofsaytlar ve verilmeyen penaltıyıda geçtim ama maçın sonu takdire şayandı. Maç biter bitmez tüm Fenerli futbolcular ve taraftarlar aşırı bir çoşku ile sevinip timsah yürüşüne yeltendiler ki. . Stad şu ananonsla şoke oldu.''Sayın Taraftarlar bu kupa Türkiye Kupası değil Dostluk Kupasıdır''. Aman Allahım yine o Saraçoğlu görüntüleri ama bişey eksik derken Fenerli Taraftarlar sahaya indi ve stadı yaktı. Ne demişler: ''Tarih tekerrürden ibarettir! ''
Yapımı devam eden yeni stadımız Türk Telekom Arena'da hızla sona yaklaşılıyor. Prekast montajının tamamlandığı inşaatta prekast merdivenlerinin montajlarına devam ediliyor. Bu çalışmanın yanı sıra, merdiven boşluklarına yapılacak korkulukların da montajına başlandı ve bu çalışmayla ilgili bütün parçalar şantiyeye getirildi. Türk Telekom Arena inşaatında yapımına hız verilen bölümlerden birisi de çatı altyapısı. Stadımızda çatı destek kirişlerinin ara destek parçaları takılmaya başlandı ve çatı saçaklarının montajı devam ediyor. Aynı zamanda sahayı çim firmasına teslim etmek için saha içindeki vinçler son hızla çatı montajına devam ediyor. Yapım çalışmaları eş zamanlı olarak dış mekanlarda da devam ediyor. J blok olarak nitelendirilen vip otopark giriş çıkış tüneli tamamlandı ve bu bloğun dış cephe izolasyonlarına başlandı. Aslanlı Yol için de kazık çalışmaları başladı. Stat içinde ise tuvaletlerin ve büfelerin yapımı yoğun bir tempoda devam ediyor. Buna paralel olarak kale arkalarındaki restoran ve fast-food dükkanlarının yapımına başlandı.
10 Temmuz Cuma / 21:45Resmi siteden önce biz duyuruyoruz... Juan Pablo Pino Galatasaray ile anlaşmaya vardı... Sadece birkaç saat sonra Galatasaray'ın resmi sitesinden duyrulacak olan transferi çok sağlam kaynaklarımızdan teyyit ettik ve duyuruyoruz...
ŞAMPİYON DİNAMO MESKEN
 Ertuğrulgazi Meskensporumuz ligin bitimine bir hafta kala rakibi İVAZPAŞASPOR ile berabere kalarak şampiyonluğunu garantiledi...
Detaylar az sonra...
 2 Temmuz 1993'te, Sivas'ta Madımak Otel'de, "cumhuriyet Sivas'ta kuruldu Sivas'ta yılıkacak" nidaları arasında, elleri kanlı ağızları salyalı faşist gerici yobazlar tarafından diri diri yakılarak katledilen 37 aydın ve sanatçımızı saygıyla anıyoruz... Ne yazik ki o dönem devletin gözleri önünde bu cinayetleri gerçekleştirenlerin günümüzde devleti yönetiyor olmaları derin bir üzüntü sebebimizdir. 2 Temmuz 1993'te bu kanlı provokasyonu organize edenlerin hepsi dönemin adalet bakanı tarafından savunulmuş ve serbest bıraktırılmış ve şu anda yurt dışında paşalar gibi "yaşatılmaktadır". UNUTMA UNUTTURMA !!!

 TRT, Türk halkını satıyor... Hayır, mecazi falan değil, alenen ve resmen, sözlük anlamı ile satıyor. TRT'de iki T var. İlki Türkiye, ikincisi Televizyonu demek.. Yani, Türkiye Televizyonu, Türk halkını satıyor.. Üç kuruşa satıyor.. Üç kuruş reklam parası için Türk halkının tek ortak eğlencesinin canına okuyor. Seyir zevkini bırakmıyor.
İşin çok acı iki yanı var. Birincisi.. Bu TRT, sattığı Türk halkının ödediği vergilerle besleniyor. Genel Müdürü dahil orada çalışanlar, Türk halkının ödediği vergilerle maaş alıyorlar. Tüm harcamalarını Türk halkının kesesinden yapıyorlar. Türk halkının ödediği paralarla Dünya Kupası'nın yayın hakkını alıyorlar. Türk halkının ödediği paralarla, eş dosttan oluşan bir ekibi Güney Afrika tatiline yolluyorlar. Ve her gece ekranları başında tek ortak eğlencesi futbol olan Türk halkına, dört yılda bir gerçekleşen bu dünyanın en büyük futbol şölenini piç ederek sunuyorlar. Sebep üç kuruş reklam parasına tamah.. Reklam parasına tamah etmesin diye genel bütçeden ödenek alan halk televizyonu halka ihanet ediyor. SABAH'A YANDAŞ MEDYA DİYENLER TRT'YE SES ÇIKARMIYOR İkincisi.. Medya bu satışı ölüm sessizliği içinde izliyor. Sabah'a Allahın günü "Yandaş Medya" diye saldıran kalemler dahil, TRT'ye "Ne yapıyorsun" diyen yok, benden başka.. Bu Hıncal'ın meselesi değil. TRT yola gelir, yanlıştan dönerse bu Hıncal'ın zaferi olmaz.. Bu Türk insanının meselesi.. Yani hepimizin.. O zaman niye bu suskunluk.. Hadi aklınıza gelmedi. İşte yazdık.. Niye destek olmazsınız?. Kıskançlık mı?.. Gazetecilik bu kadar ucuz mu?. Maç saat beşte başlayacak.. Ya da 9.5'ta.. 15 dakika önce ekran başına geçiyorsunuz.. Sadece reklam izliyorsunuz. Oysa en kıymetli dakikalar. Herkes ekran başına toplanmışken, oraya yolladıklarının turist değil gazeteci olduklarını gösterme zamanı.. Bilgiler vereceksin. Röportajlar yayınlayacaksın. Stad önü ve tribün görüntüleri ile seyirciyi ekran başından alıp Güney Afrika'ya götürecek ve havaya sokacaksın. Ne gezer.. TRT reklam yayınlıyor. İlk yarı bitiyor.. Düdükle birlikte gene gazetecilik zamanı. Güney Afrika'daki ekip hemen kolları sıvayacak. Gene röportajlar, gene son dakika haberleri ve uzman yorumlarıyla ilk yarıyı değerlendirecek ve sizi ikinci yarıya hazırlayacaklar. YALAN SÖYLEYEREK FUTBOLU KAÇIRIYOR Hayır. TRT gene reklama giriyor, düdükle birlikte. Ta ikinci yarı başlayana kadar 15 dakika reklam.. Ve maç bitiyor.. Gidenlerin hüznü, kalanların sevinci. Sporun en insancıl, en duygusal anı.. TRT onu da seyircisinden kaçırıyor gene 3 kuruş reklam parası için ve utanmadan "YALAN" söyleyerek.. "Az sonra beraber olacağız.." Oysa beraber falan olacakları yok. O on paralık reklam izlensin diye Devlete "YALAN" söyletiyorlar.. 15 dakika daha reklam ve dönüşte "Yalancı" spiker "İyi geceler" diyerek yayını kapıyor. Sadece o kadar.. MEDYANIN GIKI ÇIKMIYOR Ve bu rezillik Dünya Kupası'nın başladığı 11 Haziran'dan beri devam ediyor.. Medyanın, üzerine ölü toprağı serpilmiş medyanın gıkı çıkmıyor. TRT Genel Müdürü'nün gıkı çıkmıyor. TRT'nin bağlı olduğu Devlet Bakanı'nın gıkı çıkmıyor. Futbola meraklı, hatta kendisi futbolcu, halkçı Başbakan'ın gıkı çıkmıyor. Türk halkı sahipsiz. Türk halkı kendi parası ile öfkeleniyor, rezil oluyor. Türkiye Televizyonu, Türk halkını satıyor. Kimsenin umurunda değil.. Yazıklar olsun!.. HINCAL ULUÇ / 29 HAZİRAN 2010 / SABAH
Büyüksün üstadım !!!
“Football is a game for 22 people that run around, play the ball, and one referee who makes a slew of mistakes, and in the end Germany always wins.” “Futbol 22 kişinin etrafta koştuğu, top oynadığı ve bir hakemin bir yığın hata yaptığı ve en sonunda hep Almanya’nın kazandığı bir oyundur.” Gary Lineker
 Almanya teknik direktörü Joachim Löw, turnuva öncesinde ‘Oezil’in önemini şu açıklıkla tarif etmişti: ‘Oynamak istediğimiz futbolla ilgili tasavvurlarımızı temsil ediyor. Büyük bir rahatlıkla ölümcül paslar veriyor, top ona geldiğinde durmuyor, sürekli akış halinde oluyor.’ Frankfurter Allgemeine Zeitung’da Michael Ashelm’e göre onun ekstraları: Hızlı düşünmesi, alan görüşü ve sezgisi, pasların ana istasyonu olması, hücuma yönelik bir oyunun kayış kasnağı işlevini görmesi, dehasından kaynaklanan sakin otoritesi. Aynı gazetede Michael Horeni’nin röportajından, Mesut’un da sükûneti önemsediğini öğreniyoruz. Oyundaki gösterişsiz liderliğinden ve kendi deyişiyle ‘topla sakinliğinden’ ötürü Zidane’ı örnek aldığını söylüyor. “Takımın bana güvenmesi, daha özgür oynamamı sağlıyor. Yapabileceklerimi biliyorlar” diyor. Bütün Alman gazetecilerin çekingenliğini vurguladıkları 22 yaşındaki delikanlının kendinden bahsetmesinin azamisi bu kadar. “Yetiştirilme tarzım böyle, havalanmam” diyor. Werder Bremen’den aynı parayı alacak olmasına rağmen Schalke’den ayrılırken ‘Fazla para istedi, şımardı’ suçlamalarına muhatap olmuştu. 19 yaşında maruz kaldığı bu karalama kampanyasıyla baş etmenin kendisini olgunlaştırdığını söylüyor. Bazı yorumcular, Werder’in kıdemli teknik direktörü Thomas Schaaf’ın onun üzerindeki emeğine dikkat çekiyor, hata yapmasına da izin vererek onu elmas gibi yonttuğunu söylüyorlar. Keşke hemen İngiltere’ye filan uçmasa da elmas iyice işlense, diye ekleyerek. Avustralya maçında Mesut’un sahnesi müthişti. 11 Freunde Dergisinde Alex Raab ‘Kral öldü, yaşasın kral’ başlığını attı: Müthiş gücü ve dinamizmiyle her işe karışan ve alanları daraltan Ballack olmayınca, bu özgürlükten yararlanan Özil’in yaratıcılığı öne çıkmıştı. Avustralya maçının aşırı iyimserliğini karartan Sırbistan yenilgisinden sonra, Alman basını, takımın tökezlemesiyle Mesut’un durgunluğu arasında doğrudan bağlantı kurdu. Die Zeit’ın tecrübeli yorumcusu Moritz-Müller Wirth, Mesut’un aslında ‘kayıp’ olduğu maçta bile, Podolski’ye ‘Netzer-Zidane kırması’ bir pas attığına dikkat çekti. Zaten hem otorite hem okur yorumları, ‘ne olursa olsun Özil çıkarılmamalıydı’ fikrinde birleşiyor. Löw, onu kötü olduğu için değil ikinci yarıda çok yorulduğu için çıkardığını açıklama gereğini duydu. Birçok yorumcu, Özil’in bu sezon ligin ilk devresinin en parlak oyuncusu olduktan sonra ikinci devreyi vasatta geçirdiğine, bu yaşta bu dalgalanmaların normal olduğuna dikkat çekerek yıldız adayını sakınmaya, sırtındaki yükü hafifletmeye çalışıyorlar. ‘Bir-iki maç oynar o kadar!’ Epeydir ‘Türkün Türk’ten başka dostu yok, bir Türk dünyay bedel’ci bir çizgiye savrulan Altan Tanrıkulu geçen salı Hürriyet’te şunları yazmıştı: ‘Mesut’un iyi futboluna sevindim. Çünkü kötü oynadığı an kendini milli takımın dışında bulacak. Sürekli Avustralya karşısındaki gibi iyi oynamak zorunda Mesut.’ 2009 Şubatında Mesut Özil Almanya Milli Takımı’nı seçtiğinde de gazetelerin internet sayfalarına yağan milliyetçi yorumlarda da sadece gramer farkıyla aynı şey söyleniyordu. Bazılarını aktarayım: ‘1 maç 2 maç oynar birdahada çağırılmaz’, ‘Zavallı mesut biriki maçta oynar, ondan sonra Mustafa Doğan gibi yıllarca beklersin’, ‘bi kaç belki özel maçta oynatırlar daha fazla şans bulamaycaktır’. Tabii dahasını da söyleyenler vardı: ‘Eğer türk kanı yoksa adamda türk milli forması giyme isteği yoksa içinde ne yaparsak yapalım zaten gelmicektir. bize türk olmayı seven türklüğüyle gurur duyan gençler lazım. Mesut o kadar dediğiniz gibi ahım şahım bi futbolda oynamıyo zaten.’ Kasılmadan seyrediniz Birincisi, Mesut Özil, Almanya’nın büyük duygusal yatırım yaptığı, bir iki maç arıza yaptı diye vazgeçilmeyecek yıldız adayı. Belki kemaline eremeyebilir, ama kumaş o kumaş. İkincisi, karşınızda ‘gurbetçiler’ falan değil, doğup yetiştikleri ‘oralarla’ sahici bağları olan insanlar var ve o bağlar ‘milli’ bağdan daha önemli olabiliyor. Üçüncüsü, uluslararası düzeyde oynayacağı takımı seçmek, herkesin kişisel tercihidir. Dördüncüsü, Almanya ve İsviçre, bir zamandır, genel politikalarının aksine, futbolda milliyetçiliği kıran bir politikaya yöneldiler ve yenilenmelerini buna borçlu olduklarını biliyorlar. Almanya’nın teknik heyeti, göçmen kökenli topçuların milli marşı okumamalarıyla ilgili tartışmaya zerre kulak asmadı. İsviçre’de 26 yaşındaki Gökhan İnler, İsviçre’nin başında kaptan çıktı sahaya. Velhasıl, kasılmadan, seyrine bakınız.
 Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde askeri birliğe teröristlerce saldırı düzenlendi, 8 asker Şehit oldu, 14 asker yaralandı...
Sıcak çatışma sonrası taskip sırasında 2 askerimiz mayına basarak şehit oldu...
Bu vahim kayıplardan dolayı sitemizin ikinci yılı nedeniyle hazırladığımız tasarıyı karartıyor ve şehitlerimize rahmet diliyoruz...
Türk milletinin başı sağolsun...
14:30
YENİ ZELANDA - SLOVAKYA
17:00 FİLDİŞİ SAHİLİ - PORTEKİZ
21:30 KUZEY KORE - BREZİLYA
iyi seyirler...
14:30 CEZAYİR-SLOVENYA
17:00 SIRBİSTAN-GANA
21:30 ALMANYA-AVUSTRALYA
iyi seyirler...
 İNGİLTERE-A.B.D.
1 - 1 2 takım daha önceki 9 randevularında berabere kalmamışlardı. 7 maçı İngilizler, 2 maçı Birleşik Amerikalılar kazanmıştı. Bu ilk beraberliklerini 2 kaleciye, Green ve Howard'a borçlular. Maçın adamının Tim Howard seçilmesinden anladığımız üzere İngilizler daha fazla pozisyona giren, golleri kaçıran taraftı. İngiltere kalecisi Green ise inanılmaz bir hata yaptı. Bunda Jabulani'nin payı var mı ona sormak lazım. Ama turnuva öncesi meslektaşları Buffon, Casillas ve Cesar'ın yaptığı gibi topu eleştirmediği için an itibariyle bir mazareti de olamaz. Green Nike reklamında oynasaydı "geleceğini" nasıl görürdü acaba?  Son 20-25 yılda kalede büyük sıkıntı yaşayan İngilizlerin bundan sonraki yıllarda kendileri ile dalga geçecekleri belgesellere yeni bir görüntü daha eklendi. 2014 Dünya Kupası öncesi hazırlanacak belgesellerin bloopers bölümünde Green'i de mutlaka göreceğiz. Ama kaleci kadar İngilizler forvette Rooney'nin yanına 2. bir ismi neden koyamadıklarını da düşünmeli. Hala Heskey'den medet umuyorlar. 50 milyonluk İngiltere'den sağlam bir golcü neden çıkaramadıklarını sorgulasınlar. Netice itibariyle geride kalan 5 maç içinde en zevkli karşılaşmalardan biriydi. Ancak bu maçta da 3 gol ve üstünü görmeyi başaramadık. Hollanda ve İspanya'dan artık bol gollü, daha zevkli maçlar bekliyorum. Robben'in Danimarka maçında oynamayacağını da belirtelim.
|